Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

önde gelen

  • 1 ведущий

    önde gelen; baş,
    ana
    * * *

    веду́щие де́ятели нау́ки — önde gelen bilim adamları

    2) baş, ana

    игра́ть веду́щую роль — baş rolü oynamak

    веду́щая те́ма муз.ana tem

    3) тех., в соч.

    веду́щее колесо́ — motris tekerlek

    веду́щая шестерня́ — ana dişli

    Русско-турецкий словарь > ведущий

  • 2 центральный

    merkezi,
    orta; ana
    * * *
    1) врз merkezi, merkez °; orta

    центра́льный райо́н страны́ — ülkenin merkez / orta bölgesi

    центра́льная Азия — Orta Asya

    центра́льный банк — merkez bankası

    Центра́льный Комите́т КПСС — SBKP Merkez Komitesi

    центра́льная печа́ть — önde gelen gazeteler

    центра́льное отопле́ние — merkezi ısıtım

    в до́ме центра́льное отопле́ние — ev kaloriferlidir

    2) merkezi; ana

    центра́льная иде́я / мысль статьи́ — yazının ana fikri

    центра́льная фигу́ра (о человеке)kilit adam

    игра́ть центра́льную роль (в чем-л.)bir şeyde merkezi rolü oynamak

    ••

    центра́льная не́рвная систе́ма — merkezi sinir sistemi

    Русско-турецкий словарь > центральный

См. также в других словарях:

  • kalp — 1. is., bi, esk., Ar. ḳalb Bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kalp etmek 2. is., bi, anat., Ar. ḳalb 1) Göğüs boşluğunda, iki akciğer arasında, vücudun her yanından gelen kanı akciğerlere ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • serâmed — (F.) [ ﺪﻡﺁﺮﺱ ] ileri gelen, önde gelen …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • Limak holding — Limak 1976 yılında proje mühendisliği yapmak üzere kurulmuştur. Lider Makina (Limak) adı verilen şirket daha sonra altyapı yatırımlarına yönelerek, baraj ve otoyol projeleriyle büyük bir müteahhitlik şirketine dönüşmüştür. Limak Şirketler Grubu… …   Wikipedia

  • başkarakter — is., sin., tiy., T. baş + Fr. caractère Oyunun önde gelen asli karakteri, asli tipi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fırkacı — is. 1) Parti üyesi 2) Bir partiye çok bağlı olan, partici Hiç olmazsa önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kalburüstü — sf. 1) Seçkin, sivrilmiş, önde gelen Beylerbeyi, eski Boğaziçi nin en kalburüstü bürokratlarını barındıran güngörmüşlüğünün simgesi, bir köşesidir. H. Taner 2) Değerli, güzel Bugün dahi kalburüstü üç dört oyunu hâlâ, başta Viyana ve Peşte olmak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sanatçı — is. 1) Güzel sanatların herhangi bir dalında yaratıcılığı olan, eser veren kimse, sanat adamı, sanat eri, sanatkâr 2) Sinema, tiyatro, müzik vb. sanat eserlerini oynayan, yorumlayan, uygulayan kimse Türk tiyatrosunun en önde gelen kadın… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tansiyon — is., tıp, Fr. tension 1) Kanın damarlara içeriden yaptığı basınç, kan basıncı Kocasının hiddetten tansiyonu yükseldi. H. Taner 2) mec. Gerilim Hiç değilse önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti. T. Buğra Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • MUKADDEME — İlk söz. Başlangıç. * Önde gelen. Medhal. Giriş. * Man: İki kaziyeden ibaret olan sözün evvelki kaziyesi …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • öncü — is. 1) Önde gidip haber ulaştıran kimse 2) Bir sanat ve düşünce akımını, çağına göre yeni bir görüşü başlatan kimse veya eser, müjdeci, avangart 3) sf. Önden gelen, önde olan, artçı karşıtı 4) ask. Yürüyüşte kolun ilerisinden giden kıta, pişdar,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ileri — is. 1) Herhangi bir şeye göre daha ötede olan yer, geri karşıtı 2) Bir şeyin ulaşılacak yönü Yolun ilerisi düz. 3) Henüz gelmemiş zaman, gelecek, sonra 4) sf. Önde bulunan İleri karakol. İleri hat. 5) sf. Doğrusundan daha çok gösteren (saat) Saat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»